SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

NİKAH BAHSİ

<< 1409 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

41 - (1409) حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن نافع، عن نبيه بن وهب ؛ أن عمر بن عبيدالله أراد أن يزوج طلحة بن عمر، بنت شيبة بن جبير. فأرسل إلى أبان بن عثمان يحضر ذلك وهو أمير الحج. فقال أبان: سمعت عثمان بن عفان يقول  قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "لا ينكح المحرم ولا  ينكح ولا  يخطب".

 

[ش (لا ينكح المحرم ولا  ينكح ولا  يخطب) الأفعال الثلاثة مروية على صيغة النفي وعلى صيغة النهي. والمعنى: لا يتزوج المحرم امرأة، ولا  يزوجه غيره امرأة، سواء كان بولاية أو بوكالة، ولا  يطلب امرأة للتزوج].

 

{41}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti, (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da Nubeyh b. Vehb'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum.

 

Ömer b. Ubeydillah, Talhatu'bnıü Ömer'e, Şeybetü'bnü Cübeyr'in kızını nikâh etmek istemiş de o gün hacc emiri bulunan Ebân b. Osman'ın bu nikâhta bulunması için kendisinle haber göndermiş.

 

Bunun üzerine Ebân şunu söylemiş : «Ben Osman b. Affân'ı: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«İhrâmlı olan bir kimse ne nikâh edebilir; ne nikâh olunur; ne de dünür gönderir.» buyurdu, derken işittim.

 

 

42 - (1408) وحدثنا محمد بن أبي بكر المقدمي. حدثنا حماد بن زيد عن أيوب، عن نافع. حدثني نبيه بن وهب. قال: بعثني عمر بن عبيدالله بن معمر. وكان يخطب بنت شيبة بن عثمان على ابنه. فأرسلني إلى أبان بن عثمان وهو على الموسم. فقال:

 ألا أراه أعرابيا "إن المحرم لا ينكح ولا  ينكح". أخبرنا بذلك عثمان عن رسول الله صلى الله عليه وسلم.

 

{42}

Bize Muhammed b. Ebî Bekr EI-Mukaddemî rivayet etti. etti. (Dediki): Bize Hammad b. Zeyd, Eyyub'dan, o da Nafi'den naklen rivayet eyledi. (Nafi' şöyle demiş) : Bana Nubeyh b. Vehb rivayet etti. (Dediki):

 

Beni Ömer b. Ubeydullah b. Ma'mer gönderdi. Kendisi Şeybetü'bnu Osman'ın kızını oğluna istiyordu. Bu sebeble beni hacc emiri bulunan Ebân b. Osman'a yolladı. Ebân : «Beri bak. Ben bu adamı bedevi sanıyorum. Çünkü ihrâmîı bir kimse ne nikâh edebilir, ne de nikâh olunur. Bunu bize Osman, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi.» dedi.

 

 

43 - (1409) وحدثني أبو غسان المسمعي. حدثنا عبدالأعلى. ح وحدثني أبو الخطاب زياد بن يحيى. حدثنا محمد بن سواء. قالا جميعا: حدثنا سعيد عن مطر ويعلى بن حكيم، عن نافع، عن نبيه ابن وهب، عن أبان بن عثمان عن عثمان بن عفان ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "لا ينكح المحرم ولا  ينكح ولا  يخطب".

 

{43}

Bana Ebu Gassân El-Mismaî rivayet etti, (Dediki): Bize Abdi'l â'lâ rivayet etti. H.

Bana Ebu'l-Hattâb, Ziyâd b. Yahya dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Sevâ' rivayet etti. Her iki râvi demişler ki: Bize Saîd, Matar ile Ya'lâ b. Hakim'den, onlar da Nafi'den, o da Nubeyh b. Vehb'den, o da Eben b. Osman'dan, o da Osman b. Affan'dan naklen rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«İhrâmlı bir kimse ne nikâh edebilir; ne nikah olunur, ne dünür gönderir» buyurmuşlar.

 

 

44 - (1409) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وعمرو الناقد وزهير بن حرب. جميعا عن ابن عيينة. قال زهير: حدثنا سفيان بن عيينة عن أيوب بن موسى، عن نبيه بن وهب، عن أبان بن عثمان، عن عثمان. يبلغ به النبي صلى الله عليه وسلم. قال:

 "المحرم لا ينكح ولا  يخطب".

 

{44}

Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb toptan ibni Uyeyne'den rivayet etliler. Zuheyr (Dediki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Eyyub b. Musa'dan, o da Nubeyb b. Vehb'den, o da Eban b. Osman'dan, o da Osman'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e vardırmak suretiyle rivayet etti. Efendimiz :

 

«ihrâmlı bir kimse nikâh yapamaz; dünür de gönderemez» buyurmuşlar.

 

 

45 - (1409) حدثنا عبدالملك بن شعيب بن الليث. حدثني أبي عن جدي. حدثني خالد بن يزيد. حدثني سعيد بن أبي هلال عن نبيه بن وهب ؛ أن عمر بن عبيدالله بن معمر أراد أن ينكح ابنه، طلحة بنت شيبة بن جبير. في الحج. وأبان بن عثمان يومئذ أمير الحاج. فأرسل إلى أبان:

 إني قد أردت أن أنكح طلحة بن عمر. فأحب أن تحضر ذلك. فقال له أبان: ألا أراك عراقيا جافيا ! إني سمعت عثمان بن عفان يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "لا ينكح المحرم".

 

[ش (عراقيا جافيا) هكذا هو في جميع نسخ بلادنا: عراقيا. وذكر القاضي أنه وقع في بعض الروايات: عراقيا وفي بعضها أعرابيا. قال: وهو الصواب. أي جاهلا بالسنة. والأعرابي هو ساكن البادية. قال: وعراقيا هنا خطأ. إلا أن يكون قد عرف من مذهب أهل الكوفة حينئذ جواز نكاح المحرم. فيصبح عراقيا، أي آخذا بمذهبهم في هذا، جاهلا بالسنة].

 

{45}

Bize Abdül Melik b. Şuayb b. Leys rivayet etti. (Dediki): Bana babam, dedemden rivayet etti. (Demişki): Bana Hâlid b. Yezîd rivayet etti. (Dediki): Bana Saîd b. Ebî Hilâl, Nubeyh b. Vehb'den naklen rivayet eyledi ki,

 

Ömer b. UbeydiIIah b. Ma'mer oğlu Talha'ya, Şeybetü'bnu Cübeyr'in kızını hacda nikahlamak istemiş. Ebân b. Osman da o gün hacc cmiri bulunuyormuş. Ebân'a: Ben Talhatu'bnu Ömer'i evlendirmeye niyet ettim; senin de bu cemiyette bulunmanı dilerim, diye haber göndermiş. Ebân ona şu cevâbı vermiş :

 

— Beri bak! Seni kof bir Iraklı sanıyorum. Ben Osman b. Affân'ı şunu söylerken işittim: Besulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«ihrâmlı bir kimse nikâh yapamaz» buyurdular.

 

 

İzah:

Bu rivayetlerin birinde Ömer b. UbeydilIâh'ın oğlu Talhaya Şeybetü'bnü Osman'ın kızını istediği, diğerinde ise Şeybetü'bnü Osman yerine Şeybetü'bnü Cübeyr denildiği göze çarpmaktadır. Ebu Davud Sünen'inde doğrusunun Şeybetü'bnü Osman olduğunu söylemiş ve Şeybetü'bnü diye rivayet eden imam Mâlik'e vehim isnâd etmiştir. Cumhur-u ulemâ ise imamı Mâlik'in kavlinin doğru olduğuna kaildirler. Çünkü istenilen kız Şeybetü 'bnü Cübeyr b. Osman El-Haccbî'nin kızıdır. Dârekutnî hadîsi ekseriyetle ravilerden bu şekilde nakletmiştir. Kaadî iyâd: «ihtimal Şeybetü'bnü Osman diyenler onu dedesine nisbet etmişlerdir. Binâenaleyh orta hata diye bir şey yok. Rivayetlerin biri hakikat, diğeri mecaz olmak üzere ikisi de şahildir.» diyor.

 

Hz. Ebân'ın: «Beri bak! Ben seni kof bir Iraklı sanıyorum» cümlesi Müslim'in birçok- nüshalarında bu şekilde kaydedilmiştir. Kaadî İyâd «Iraklı» kelimesinin yerine bazı nüshalarda «A'râbî» şeklinde rivayet edildiğini doğrusunun da bu olduğunu; söylemiştir.. A'râbî: Çölde yaşayan ve sünneti bilmeyen bedevidir. Kaadî «Iraklı» kelimesinin burada hatâ olduğunu söylemiş: «Meğer ki Kufeli'lerin o zamanki mezhebinin ihrâmlıya nikâhlanmayı caiz görmek olduğunu bilmiş, ola. Bu takdirde Iraklı diye rivayette sahih olur... demiştir.